Nasıl Olmalı?

 Buraya yazdığım yazıların yüzde doksan beşi aynı kişi ve kişilerle ilgili. kalan yüzde beşlik kısmında ise dışarı çıktığımda atraksiyon yaşadığım yazıları yazıyorum (2 tane sadece öyle eğlenceli bi hayatım var)
   Artık daha genel yazılar yazmaya karar verdim.
                                                "Bir erkek nasıl olmalı"
Bazı erkeklerimizin beyinleri basmadığı için onlara özel fotoğraflı anlatıcam.

1)SAÇ
 Kuaföre gidip bilmem kaç TL verip saçınızı yaptırıcağınıza yada kafanızı jöle kavonozuna sokucağıza yataktan kalktığınız gibi dışarı çıkın daha iyi. Sizi kandırıyolar biz sizi dağınık saçlarınızla seviyoruz

Not:Eğer zayıfsan saçını 3'e vurmak gibi bir hata yapma



2)KAŞ:
Saç kadar önemli olan başka bi konu da kaş. Evet kaş. Erkek adam kaşını mı alır moduna giren abilerimizin sonu martı kaş. Erkek adam kaşlarını alır abicim alır. En azından ortasını al da bütün paralarımız simitlere gitmesin

3) PARFÜM:

Kolonya devri sona erdiğine göre hepinizin parfüm alıp kullanma zamanı geldi. Yine kendi zevkinize kalmış tabi ama bence

4) KIYAFET & AYAKKABI

Genelde erkeklerin yarısının bu konuda başarısız olduğu olaya geldik. Giyim. Dar paça ve converseleriniz atmanızın da vakti geldi. Yada diz üstü şortlarınızı. (Diz üstü şort giyen erkekler bacımızdır -Pinkfreud)

Ayakkabı benim için çok önemli bi erkekte ilk dikkatimi çeken şey ayakkabıdır o yüzden kundura giymeyin lütfen

Şiddetle giymemenizi önerdiklerim

Şiddetle giymenizi önerdiklerim

5) GÖZLÜK

Lütfen eski moda gözlüklerinizi atın

Umarım yardımcı olabilmişimdir. Gözlerimize işkence yapmaktan vazgeçin

XX

Kocaman Bir Gün Tuborg Gold Fest

  Adam gibi bira adam gibi festival adam gibi ortam. Dün parkormana bi girdim festivale mi gittim cennete mi karar veremedim. Bazı erkeklerin saçları benden uzun olsa bile yine de sevimlilerdi (yakışıklı erkekleri nerelere tıktıklarını öğrenmiş oldum)
  Amele yanığı olmayı hesaba katmadan güneşin altında otururup telefondan tweet attım kafamı bi kaldırdım çocuğun teki bişeyler diyo. Efendim anlamadım diyorum yine bişey diyo ama bana sanki "skfhgdhsı" diyomuş gibi geliyo. Neyse sonra akıl edip ayağa kalktım yine söyledi yine anlamadım ama anlıyomuş gibi yaptım. Kimin için geldiğimi sordu söyledim kendisi de Guns N Roses için gelmiş. Oturduk konuştuk adımı sordu nerde yaşadığımı ve sigara olup olmadığını sordu (o an gökten cebime sigara girmesini diledim) söyledim. ben sordum adını söyledi de bana yine salfasıjfa diyomuş gibi geldi. ANKARA DA YAŞIYORMUŞ. sen tut ankaradan nefret ediyorum de ankara bilmemne de sonra bi çocukla tanış ankara diye götünü yırt gizem. Hani normalde benim ilk dikkatimi çeken şey ayakkabıdır ama böyle hoşlandığım insanları sadece kafa olarak görüyorum. sırf yüz. Boğaziçi Fizik istiyomuş. (bidaha sevdim). "Apocalyptica çıktığında sahneye atlamak istiyorum yeeeea" dedim oda "neden sahne önü almadınki o zaman" dedi ben de bilekliğimi göstererek "sahne önü zaten eheheh :))))" dedim. hay demez olaydım beynimi şeyediyim. o zaman ben gidiyim  dedi. Önce şaka sandım güldüm sonra elini uzattı















tanıştığıma memnun oldum dedi.(ne demesini bekliyodunuz ki) tokalaşma biçiminde konuşmak çok güzelmiş (elini tutarken konuşmak) soyadımı sordu söyledim akşam bakarsın konuşuruz :) dedi (canım benim facebooka adımı soyadımı yazınca 49756 tane aynı isimden çıkıcağını bilmiyo tabi) peki dedim gülümsedi gitti. Triplere girmeme zaman kalmadan apocalyptica sahneye çıktı ben koşa koşa sahneye doğru gitmeye başladım. Aslında sahne önüne gitmem gerekirken yanlış yere gitmişim. Geri dönerken biri "gizem" dedi takmadım (o mu değilmi bilmiyorum) insanların içinden koşa koşa geçtim ve sevgililerimi dinlemeye gittim.
Konser bitti Guns N Roses falan derken
Ben kapıya gittim belki görürüm diye. (konsere binlerce kişi gelmiş yüzde doksan sekizi siyah tişörtlü ve sen gecenin 12sinde siyah tişörtlü seninle konuşan çocuğun çıkmasını bekliyosun kıyamam) tabiki çıkmadı.
Google a adımı soyadımı yazmayı akıl etmeni umuyorum.
Hoşlandım senden.
                                                                                                               xx

PS: Tripsiz bitirebildiğim bi yazı daha. Teşekkürler TUBORG.

Kısaca bahsetmek gerekirse;

Pinkfreud kendi ilişkisinin içine sıçtı. Aşık olduğu adamı ilk günden aldattı. Herşey yolunda derken aynı şey ona oldu.Bora onu terketti. O da borayı başka adamlarda aradı nerdeyse ard arda birileriyle çıktı ama..

  Kendi ilişkilerinin amınakoymak konusunda benden becerikli birinin olması beni şaşırttı. Ben ne kadar aldatmasamda aldatmış kadar olup karşımdaki insanlara bi nevi "benimle çıkmak intihar etmektir" derim. Genelde hepsi gider gidince de suçu onların üstüne atar "üff salak bana katlanamadı allah belasını versin pezevenk" türü şeyler söylerim.
 Çıkarken ortalarda "çok seviyom yaaae" diye dolaştığım doğrudur. Peki bi süre sonra gelen sıkıntı? bunalma? çok seven insan sıkılırmı diceksiniz sıkılmaz tabiki. Oturdum düşündüm ve "çok sevmek" kelimesini kendime yakıştıramadım. Bende güzel durmuyo. Şimdiye kadar durmadı yani. E ayrıldıktan sonra girdiğin bunalımlar tripler derseniz onları henüz bende çözemedim ama sanırım alışkanlık. Benden sonraki ilişkileri zerre kadarda umrumda değil. daha öncede söylediğim gibi "nasıl benden daha mutlu olabilir " diye düşünüyorum. yoksa banane abicim kimle çıkmış kimle yatmış kimi öpmüş falan filan.
 Bide ben böyle eğlenceli tipler istedikçe yanımda dünyanın en sıkıcı tipleri belirmiyomu. İnsan dediğin gülmez mi ne bu ciddiyet ne bu ağırlık hayvan gibi güldüğümde sende benle gülüceksin. Yanında gülmüyosam sıkıldığımdan gülmüyorumdur yoksa ota boka gülerim ben yakınlarım iyi bilir. Senden sıkıldığımda illaki anlarsın zaten o zaman tek istediğim gitmen. yoksa ben saçma sapan ayrılık bahaneleri üretmeye başlarım. Senden soğumadıysam hep yanında gülüyosam devamlı sarılıyosam yanında şebeklik yapıyosam anla ki seni çok seviyorum. ve senden nefret ediyorum dediysem bu kesinlikle doğrudur.

hiç okadar çok sevipte ayrıldığım sonra diğer çıktıklarımda da onu aradığım bi sevgilim olmadı. umarım olmaz.
                                                                                                                xx


" Adama "ayrılmak diyorum sen defol git işim önce gelir" diyorum,gelmiş "bana sorununu anlat,paylaş benimle" diyor. Sorunun hası sensin eşoğlueşşek. Sorun bende değil sende işte.Aslında onu süründürmesini bilirdim ama benden sonra birlikte olacağı kadınlara acıdığım için gerçeği söyledim. Kadın ruhundan hiç anlamadığını,biz kadınların sandığı gibi varlıklar olmadığımızı,sürekli kadınların ruhundan bahsetmesinin gizli eşcinselliklikten kaynaklanabileceğini söyledim.Bi an afalladı şaşırdı eli ayağı titredi kekelemeye başladı. "ama nasıl olur çiçekler?,çikolatalar?" diye sayıklamasını hatırlıyorum bir tek.Suç aslında onda da değil yanlış derse çalışmış "kadın ruhunun incelikleri" kitabına çalışıcağına "ideal erkek olma yolları" diye bi kitap bulsun onu okusun,belki işine yarar.Bir kadını bir kadına anlatmaması gerektiğini de öğrenmiş oldu sayemde koca kafalı "